Cuma, Aralık 12, 2014

Sezen Aksu ve ailemle akşam yemeği


Öyle güzel, öyle güzel bir geceydi ki kelimeler yetecekmi hakkını vererek anlatmaya bilmiyorum. Sevdiklerim ve daima seveceklerim, çok özlediklerim ve burnumda tütenlerim hepsi muhteşem gecenin mimarlarıydı. Bitmesin diye dua ettiğim, bittiğinde tekrarını dilediğim olağanüstü geceyi lafı çok uzatmadan anlatmaya geçmek istiyorum hemen.

Ailem ve çok yakın aile dostumuzla uzun zamandır planladığım ama bir türlü gerçekleştiremediğimiz akşam yemeğimiz nihayet dün gece gerçekleşti. Benim yurt dışında  yaşamam, aile fertlerimin çok uzaklarda, dostumuzun çok yoğun olması nedeniyle defalarca sözler verilmiş ama bir türlü tutulamamıştı. Ama benim babam yok mu o babam, çocuklarının isteklerini gerçekleştirmek için çırpınan babam, ben çok üzülüyorum diye gecenin organizesini halledip, beni de seninle konuşmak istediğim bir konu var diye getirdiği restoranda sürprizini patlatıp gözlerimden mutluluk gözyaşlarını akıttı yine. 

Annem, babam, abim, eşim ve bazen babam gibi, bazen de abim gibi sevdiğim eniştem, aile dostumuz Sezen ve bendeniz cennet kuşunun buluştuğu gece de Sezen dediğim kişi tahmin edersiniz ki aşk ozanı Sezen Aksu'dan başkası değil. Aynı mahallede yaşamışız bir süre, annelerimiz komşu onlar da  abimle çocukluk aşkı olmuşlar.  Gıybetimi yapmadan sonlandıramazdım bu paragrafı, çünkü abim yüzüne bir gülümseme yayılarak anlatırdı anılarını. Belli ki çocukluklarına ait kutsal bir anıydı bu.

Babam bir gün bu iş artık çok uzadı diye Sezen Aksu'yu arayıp kızım biz seni çok özledik deyince Sezen mahçup oluyor ve ben de sizi çok özledim hiçbir mazeret kabul etmiyorum, bu hafta sonu gerçekleşecek bu diyor ve sizi ağırlamaktan çok mutlu olacağım diyor, babam  "hık mık" ediyor ama dinlemiyor tabi ki, kapatıyor bizimki telefonu.


Her şey ayarlanmış ve herkes toplanmış, babamın beni özel bir konu konuşacağız diye getirdiği restorandaki grubu görünce, gözlerimdeki yaşa engel olamadım. Sarıldık birbirimize defalarca, kokladık birbirimizi burnumuzun direği sızlamasın uzun zaman diye.
Sezen çok güzel o akşam, abim  mahcup mahcup bakıyor çocukluk aşkının güzel yüzüne. Annem her zamanki gibi babamın  pervanesi, dönüp duruyor etrafında. Eşim ve eniştem işin muzurluğundalar her zamanki gibi, abime bakıp bakıp gülüyorlar. Yemekler söylendi, içecekler kadehlere dolmaya başladı ve büyüsünden uzun süre kurtulamayacağımız gecemiz kahkahalarla başladı. En son görüşmemizde annem, Sezen'e kolyesinin çok güzel olduğunu söylemişti, unutmamış ve aynısından anneme de yaptırmış. Annem çantasından bir kutu çıkarıp Sezen'e verdi ve bana dönüp bu kız her zaman böyle inceydi, ben de ona mahçup olmamak için çok güzel bir hediye hazırlamıştım ona, iyi ki unutmamışım diye fısıldadı.Babamın  ve abimin heyecandan olsa gerek içkiyi biraz fazla kaçırması bile gölge düşüremedi gecemize. Ufak ufak şarkılar mırıldandık, hatta bir ara annem ve Sezen'in yanak yanağa "Kaybolan Yıllar"ı söylerken ağladıklarını görünce içim burkuldu. Gecenin fotocusu oldum Şahin olmadığı için ve  şahane resimler çektim.
Her güzel şey çabuk biter diye bir söz vardır ya, aynen öyle oldu. Biraraya gelmemiz uzun sürdü fakat gecemiz çok çabuk bitti ve ayrılma saatimiz geldi çattı. Abim ve eniştem Hemi'lerde kalacağı için evin yolunu tuttular, annemle babam arabalarına atladığı gibi sarılıp sarmalaşıp evlerine gittiler. Sezen'i uğurlayıp tam eşimin elini tuttum ki bir zil çaldı. 
Aman Allahım o da ne?
Gözlerimi açtım ve odamda tek başıma yatakta olduğumu görünce, büyük bir yıkım yaşadım tarifi mümkün olmayan.  Ben bir daha onları nasıl görücem birarada diye üzüldüm. Kafamı tüm sevimsizliğimle yana çevirip, kalkmam gereken saatin geldiğini anlayınca, canlarıma rahmet, Sezen'e de uzun ömür dileyerek kalktım yataktan.

Of ya ne geceydi ama!

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder