Rahmetli babacigim demisti ki bir gun, yalnizlik Allah'a mahsustur. Annemin vefatindan sonra evlenmek istediginde kendini boyle aciklamisti bizlere ama ben kucuktum ne demek istedigini anlamadigim icin aptal aptal bakmistim yuzune.
Simdi anliyorum babamin ne demek istedigini buyudukten ve bir yigin kayip verdikten sonra. Bilmiyorum rahmetli yalnizligini giderip gonlu hos yasadi mi? ama ben su anda maalesef ayni duygulari hissediyorum ve bu halimden de hic hoslanmadim acik soylemek gerekirse.
Nerden cikti simdi bu kendini yalniz hissetme hali yasla mi ilgili? anlasilmamakla mi? yoksa yasanmamisliklarla mi? bilmiyorum ama biran once bir hal caresi bulup cozmeliyim bu sorunu cunku uzun sure yasanmasi sakincali bir duygu bence.
Hani insaniz bazen yorulur kacip uzaklasmak isteriz bazi seylerden iste o zamanlarin en yakin dostu olmali yalnizlik, acil durum halinde kiracagin cam olmali.Siginilacak bir liman olmali firtinalardan korunmak icin, ruh ve beden iliskisindeki butunlugun bozulmasi halinde atmali beden kendini takasina yanina da ruhunu almali ve merhaba yalnizlik kisa bir sureligine sende kalabilir miyim? demeli. Oyle uzun uzadiya derin solunmamali yalnizlik yoksa hicbir antioksidan temizleyemiyor vucuttaki hasarlarini.
Ozdemir Asaf bir siirinde der ki, "Yalnizlik paylasilmaz, paylasilsa yalnizlik olmaz." hadi ne duruyoruz saarin dedigi gibi paylasalim ki her duyguyu, yalnizlik olmasin. Yalnizlik kaderimizmis gibi yasamayalim.
Her canlinin bir dusuneni, seveni, oksayani, dusunce kaldirani, gonlunu gonlune es edeni, hastalandiginda bir tas corba yapani daima yaninda olsun insallah.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder